"Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu" Masalı

By Oguzhan Koc - 20 Temmuz

"Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu"Masalı
Okunduğu üzere Atatürk, "Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; (Ikre, Bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam'dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler.
Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm." diye yazmış. Açıkça söyleyebilirim ki bir müslüman olarak altına imzamı atıyorum.

Bu yazıdan "Atatürk, Kuran'a -safsata- demiş" çıkarımını yapıyorsanız "safsata" yapmış oluyorsun
uz. Size bol bol kitap okumanızı öneririm.

















Anlayamayanların olacağını varsayarak yavaş yavaş, tane tane anlatmaya başlayacağım ve konuya "Atatürk'ün Kuran'a -safsata- dediğini" varsayarak kişinin "safsata" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediğini düşünerek mantık hatasını ortaya çıkaracağım. ( "Safsata" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorsun tamam da, okuduğunu da anlamıyorsun arkadaş!)

"Atatürk'ün Kuran'a -safsata- demiş" olduğunu düşünerek açıklamaya başlıyorum;
"... (Ikre, Bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar..." bu cümleden Arapların sonradan Müslüman olduğunu yada Kuran'ı sonradan esas tutmuş olduğunu anlıyoruz.

"...Arapların... bu ilkel ve -cahiliyet devrinin- simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır..." cümlesinde geçen "cahiliyet devri" terimi, İslam öncesi devirleri anlatmak için kullanılır. Yine cümlede geçen "ilke" kelimesinin "Ikre, Bismi, Rabbi"(Kuran) olduğunu anlıyoruz. Sorun şurada, "cahiliyet devri" İslam öncesi devri anlatmak için kullanılıyorsa, nasıl oluyorda Kuran cahiliyet devri simgesi olabiliyor. "Safsata" kelimesinin anlamını bilmeyen bir kişi bile Atatürk'ün böyle bir hata yapmayacağını bilir ve burada bir mantık hatasının olduğunun anlar.

Ben ne anladım onu anlatayım size; ilk başta "Safsata" kelimesi ne anlama geliyor ona bir bakalım.
Safsata kelimesinin Osmanlı Türkçesinde ki karşılığı "Kıyas-ı Batıl"dır. Yani "görünüşte doğru, hakikatte yanlış"...
Safsata kelimesinin Türkiye Türkçesindeki anlamı "bir düşünceyi anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır"... Yani kısaca "yanlış anlama"dır.

Şimdi cümleyi "safsata" kelimesinin yerine anlamını koyarak ve cümleyi ona göre düzenleyerek yazalım:
"Yaradan Rabbinin Adıyla Oku" ayetini "yanlış anlayan" Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır...". Umarım şimdi anlaşılmıştır.

Yani Atatürk, Arapların "Ikre, Bismi, Rabbi" ayetini yanlış anladıklarını ve müslüman olmayan halkların belgelerini(özellikle Türklerin) yada İslam öncesi uygarlıkların(Mısır vb) belgelerini imha etmekten çekinmedilerini yazmıştır ve bu anlayışın "cahiliyet devri"ne ait bir anlayış olduğunu vurgulamıştır.

Ama bu yazı bir şekilde döndürülüp çevrilip Atatürk'ün karşısına dikilmiştir ve yıkılmaya muhtaçtır.

Dip Not

Atatürk'ün safsata kelimesini yanlış anlama şeklinde kullandığını gösteren, en önemli konu ise Arapların eski Türkçe kitapları yok etmiş olmasıdır.Bu davranış. "Yaradan Rabbinin Adıyla Oku" ayetnini doğru anlaşılmadığını bizlere gösterir.Atatürk gibi bir dehanın bu ayetten, Kuran dışında kalan bütün eserler yok edilmeli anlamını çıkarmadığını söyleyebiliriz.

Son olarak Mektupta Bahsi geçen, ders kitabından bir örnek ile yazımızı sonlandırıyoruz.

''Halbuki Muhammet denilen şahsiyet bizahiti mütehassis(uzman), mütefekkir(düşünür), müteşebbüs ve muasırlarının(ermis, cagin seviyesini yakalamis mahiyetinde) en yükseği olduğunu yaptığı işlerle ispat etmiş bir varlıktı."

Görüldüğü gibi Atatürk Peygamberimizi, aydınlanmacı ve modern bir insan olarak görüyordu.
Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm." diye yazmış. Açıkça söyleyebilirim ki bir müslüman olarak altına imzamı atıyorum.
Bu yazıdan "Atatürk, Kuran'a -safsata- demiş" çıkarımını yapıyorsanız "safsata" yapmış oluyorsunuz. Size bol bol kitap okumanızı öneririm.
Anlayamayanların olacağını varsayarak yavaş yavaş, tane tane anlatmaya başlayacağım ve konuya "Atatürk'ün Kuran'a -safsata- dediğini" varsayarak kişinin "safsata" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediğini düşünerek mantık hatasını ortaya çıkaracağım. ( "Safsata" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorsun tamam da, okuduğunu da anlamıyorsun arkadaş!)
"Atatürk'ün Kuran'a -safsata- demiş" olduğunu düşünerek açıklamaya başlıyorum;
"... (Ikre, Bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar..." bu cümleden Arapların sonradan Müslüman olduğunu yada Kuran'ı sonradan esas tutmuş olduğunu anlıyoruz.
"...Arapların... bu ilkel ve -cahiliyet devrinin- simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır..." cümlesinde geçen "cahiliyet devri" terimi, İslam öncesi devirleri anlatmak için kullanılır. Yine cümlede geçen "ilke" kelimesinin "Ikre, Bismi, Rabbi"(Kuran) olduğunu anlıyoruz. Sorun şurada, "cahiliyet devri" İslam öncesi devri anlatmak için kullanılıyorsa, nasıl oluyorda Kuran cahiliyet devri simgesi olabiliyor. "Safsata" kelimesinin anlamını bilmeyen bir kişi bile Atatürk'ün böyle bir hata yapmayacağını bilir ve burada bir mantık hatasının olduğunun anlar.
Ben ne anladım onu anlatayım size; ilk başta "Safsata" kelimesi ne anlama geliyor ona bir bakalım.
Safsata kelimesinin Osmanlı Türkçesinde ki karşılığı "Kıyas-ı Batıl"dır. Yani "görünüşte doğru, hakikatte yanlış"...
Safsata kelimesinin Türkiye Türkçesindeki anlamı "bir düşünceyi anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır"... Yani kısaca "yanlış anlama"dır.
Şimdi cümleyi "safsata" kelimesinin yerine anlamını koyarak ve cümleyi ona göre düzenleyerek yazalım:
"Yaradan Rabbinin Adıyla Oku" ayetini "yanlış anlayan" Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır...". Umarım şimdi anlaşılmıştır.
Yani Atatürk, Arapların "Ikre, Bismi, Rabbi" ayetini yanlış anladıklarını ve müslüman olmayan halkların belgelerini(özellikle Türklerin) yada İslam öncesi uygarlıkların(Mısır vb) belgelerini imha etmekten çekinmedilerini yazmıştır ve bu anlayışın "cahiliyet devri"ne ait bir anlayış olduğunu vurgulamıştır.
Ama bu yazı bir şekilde döndürülüp çevrilip Atatürk'ün karşısına dikilmiştir ve yıkılmaya muhtaçtır.
Dip Not
Atatürk'ün safsata kelimesini yanlış anlama şeklinde kullandığını gösteren, en önemli konu ise Arapların eski Türkçe kitapları yok etmiş olmasıdır.Bu davranış. "Yaradan Rabbinin Adıyla Oku" ayetnini doğru anlaşılmadığını bizlere gösterir.Atatürk gibi bir dehanın bu ayetten, Kuran dışında kalan bütün eserler yok edilmeli anlamını çıkarmadığını söyleyebiliriz.
Son olarak Mektupta Bahsi geçen, ders kitabından bir örnek ile yazımızı sonlandırıyoruz.
''Halbuki Muhammet denilen şahsiyet bizahiti mütehassis(uzman), mütefekkir(düşünür), müteşebbüs ve muasırlarının(ermis, cagin seviyesini yakalamis mahiyetinde) en yükseği olduğunu yaptığı işlerle ispat etmiş bir varlıktı."
Görüldüğü gibi Atatürk Peygamberimizi, aydınlanmacı ve modern bir insan olarak görüyordu.

  • Share:

You Might Also Like

0 Yorum